Avrupa gaz piyasasındaki dinamikler, yaklaşık iki yıldır süren enerji krizi nedeniyle neredeyse tamamen değişti.
Ekonomilerin Covid-19 salgınının ardından toparlanmaya başlamasıyla ortaya çıkan arz-talep dengesizliği, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın gaz tedarikine etkileriyle enerji krizine dönüştü.
Avrupa, en büyük gaz tedarikçisi Rusya’dan ithalatını azaltmak üzere adımlar atarken, Rusya da yaptırımlara karşılık kıtaya gaz arzını büyük ölçüde kıstı.
Avrupa Birliği (AB), Rus petrol ve kömürüne ambargo uygularken doğalgaza uygulamadı ancak tüm Rus fosil yakıt tedarikini 2027 itibarıyla sonlandırmayı taahhüt etti.
Araştırma kuruluşu Bruegel’in verilerine göre, ambargo uygulanmasa da AB’nin Rusya’dan boru hatlarıyla gaz tedariki Mart 2022-Mart 2023 döneminde yüzde 78 azaldı. Bu dönemde, AB’nin Rusya’dan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı ise yüzde 25 geriledi.
Enerji krizinin başından itibaren artan gaz fiyatları, savaşın ardından hızla yükselmeye devam etti ve Ağustos 2022, megavatsaat başı gaz fiyatının 300 Euro’yu (1000 metreküp başına 3 bin 453) dolar aşarak rekor kırdığı tarih olarak kayıtlara geçti.
Rus gazından doğan boşluğu doldurmak için LNG ithalatını yüzde 60 artıran AB’de, kış döneminde büyük bir kesinti yaşanmaması ve gaz talebini düşürmeye yönelik önlemler, fiyatların gerilemesini sağladı.
FİYATLAR SON İKİ AYIN ZİRVESİNDE
Zirveyi gören fiyatlar bu tarihten itibaren düşüş eğilimine girse de enerji krizi öncesi seviyesine dönmedi.
Avrupa’da, temmuzda megavatsaat başı 27 Euro’nun (1000 metreküp başına 311 dolar) altını gören gaz fiyatlarında, yaklaşık üç haftadır yeni bir ralli yaşanıyor.
Dünyanın en büyük LNG ihracatçısı Avustralya’daki LNG tesislerinde, çalışanların daha iyi çalışma ve ücret koşulları talebiyle greve gitme planları ve müzakerelerde bir sonuca varılamamış olması, gaz piyasalarında riskin fiyatlanmasına yol açıyor.
Küresel LNG ticaretinin yüzde 10’unu oluşturan üç tesiste grev nedeniyle kesinti yaşanma ihtimali, Avrupa’da gaz fiyatlarında yüzde 30 artışa yol açtı. Fiyatlar, 21 Ağustos’ta megavatsaat başı 40,7 Euro’ya (1000 metreküp başına 468,72 dolar) çıkarak son iki ayın en yüksek seviyesini gördü.
Avustralya’nın Avrupa’ya doğrudan LNG tedariki kısıtlı olmasına rağmen Avrupa’nın artan LNG bağımlılığı, küresel piyasalarda oluşan arz endişelerinden doğrudan etkilenmesine yol açıyor.
SOĞUK HAVA VE ARZ KESİNTİLERİ
Uzmanlara göre, Avrupa’da gaz fiyatları bir süre daha dalgalı seyrini sürdürecek ve Avrupa gaz piyasasında tedarikten ziyade talep daha belirgin bir rol oynayacak.
Fitch Ratings Petrol ve Gaz Kıdemli Direktörü Dmitry Marinchenko, Avrupa’nın, daha önce ana tedarikçisi olan Rusya’dan sınırlı doğalgaz sağlayabildiğini belirterek, “Avrupa’da gaz fiyatları şu an için oynak kalmaya devam edecek. Kıtada gaz depolarında doluluk oranı şu anda yüksek olsa da soğuk hava veya arz kesintileri geçici olarak fiyat artışlarına neden olabilir” dedi.
Avustralya’daki LNG tesislerinde olası grevlerin etkisini de değerlendiren Marinchenko, “Grevler, küresel LNG ticaretinin yüzde 10’unu oluşturan üç tesiste yaşanabilir. Ancak, eğer bir aksama olursa, bu uzun vadeli olmaz ve küresel LNG arz-talep dengesinde geçici bir etki yapar” ifadesini kullandı.
ASIL KIRILGANLIK TÜKETİMDE
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) Avrupa Analisti Ana Maria Jaller-Makarewicz de Avustralya’daki LNG tesislerinde grevlerin olması durumunda da arzda beklendiği kadar ciddi bir aksama yaşanmayacağını dile getirdi.
Avustralya’nın küresel LNG piyasasında büyük bir oyuncu olduğunu belirten Jaller-Makarewicz, şöyle devam etti:
“Katar, Avustralya ve ABD, küresel LNG tedarikinin yüzde 60’ını oluşturuyor. Avustralya’nın LNG ihracatının yüzde 99,9’u Asya’ya, temel olarak da Japonya, Çin ve Güney Kore’ye gidiyor. Bu tesislerde grev nedeniyle bir aksama olursa, bu ve diğer Asya ülkeleri, başka tedarikçilerden LNG bulabilmek için Avrupa ile rekabete girebilir. Burada da Avrupa’daki gaz talebi bu ticaretin nasıl şekilleneceği konusunda önemli rol oynayacaktır. Piyasalar, şu anda sıkışık bir arz talep dengesinin etkisiyle riskli, hassas, değişken gaz ve LNG dinamiklerini fiyatlıyor.”
Jaller-Makarewicz, Avrupa’da şu an gaz depolarının doluluk oranının yüzde 91,2’ye ulaştığını, bunun 94 milyar metreküp gaza karşılık geldiğini ve AB gaz talebinin üçte birini karşılayabileceğini söyledi.
Bu yılın ilk yarısında Avrupa’nın gaz talebinde yüzde 10’luk bir düşüşün gaz depolarının doldurulmasını kolaylaştırdığını belirten Jaller-Makarewicz, “Avrupa’da gaz tüketimi, hava koşulları ve talebi düşürmeye yönelik önlemlere göre şekillenecek. Bu nedenle, Avrupa gaz piyasalarında şu an asıl kırılganlığın tüketim tarafında olduğunu düşünüyorum. Avrupa ne kadar çok gaz tüketirse, dünyanın farklı bölgelerindeki arz-talep faktörlerinden, fiyat oynaklıklarından ve hava koşullarından o derece etkilenecek” diye konuştu. (AA)